Sanat | Konular | Kitaplar

HAZRET-İ FÂTİH, ŞÂİRLER VE İLİM ERBÂBI

İlim ve tasavvuf erbâbının, şâirlerin ayrı bir yeri vardı Hazret-i Fâtih (k.s)'in yanında. Onları çok sever ve sayar, daima yanında görmek ister ve himâye ederdi. İşte bunlardan biri de Molla Abdurrahman Câmi (k.s.) hazretleridir.

1472 yılında hacca gittiğini öğrenince, dönüşte İstanbul'a uğraması için Hoca Atâullah Kirmânî hazretlerini beş bin altın hediye ile Halep'e göndermişti. Ne var ki Kirmânî (rh.) Halep'e ulaştığında, Molla Câmi hazretleri oradan ayrılmış olduğundan bu dâvet kendisine ulaştırılamamıştı.

Fakat Hz. Fâtih, Molla Câmi hazretleri ile mutlaka alâka ve münâsebet kurmak istiyordu. İkinci defa yine değerli hediyelerle Herat'a bir elçi gönderdi... Ondan kelâmcıların ve mutasavvıfların görüşlerini mukayese eden bir eser yazmasını rica etti. Molla Câmi hazretleri bunun üzerine "ed-Dürretü'l-Fâhire" isimli eserini yazıp İstanbul'a gönderdi. Fakat ne yazık ki Hz. Fâtih vefât etmişti.

Timurlu, Akkoyunlu ve Karakoyunlu Türk hükümdarlarından büyük hürmet ve saygı gören Molla Câmi hazretleri, Hz. Fâtih'in kendisine gösterdiği alâkayı karşılıksız bırakmamış, onu medheden mesnevî tarzında bir de şiir yazıp göndermişti. Hz. Fâtih'in oğlu II. Bâyezid de Molla Câmi hazretlerine hayranlık duyuyordu. Karşılıklı mektuplaşmalar biribirlerine karşı besledikleri saygı ve sevgiyi açıkça göstermektedir. Molla Câmi hazretleri II. Bâyezin Hân'ın bir mektubuna bir kasîde ile cevap vermiş, başka bir kasîdesinde de onu medhetmiş, ayrıca "Silsiletü'z-Zeheb" isimli eserinin üçüncü kısmını da ona ithâf etmiştir.

Latîfî tezkiresinde anlatıldığına göre, şâir Behiştî, affedilmez bir suç işlediği için kaçıp Herat'a gitmiş ve Ali Şir Nevâî'ye sığınmıştı. Bir süre sonra elinde Ali Şir Nevâî ve Molla Câmî (k.s.)'nin imzalarını taşıyan bir mektupla İstanbul'a döndü ve II. Bâyezid Hân tarafından affedildi. Molla Câmi hazretleri Şâir Nevâî'nin can dostlarından biriydi.

Bütün bunlar, başta Hz. Fâtih olmak üzere Osmanlı pâdişahlarının ne kadar geniş ufuklu, ilme-ulemâya, sanata-sanatkâra ne kadar büyük değer ve ehemmiyet verdiklerini gösteren bâriz örneklerdir.

Fethin 558. yılında hepsini rahmetle yâd ediyor, kabirlerinin cennet bahçelerinden bir bahçe olmasını ve Cemâl-i İlâhî ile de müşerref olmalarını niyâz ediyoruz.

Fazilet Takvimi


Konular